Başarılı kariyeriyle göz dolduran, boşanmasının ardından hayatını yeniden düzene koymaya çalışan avukat Diane için her şey planlı ve kontrollüdür. Ancak bir gün cep telefonunu kaybetmesiyle hayatında beklenmedik bir sayfa açılır. Telefonu bulan Alexandre, nazik ve esprili üslubuyla Diane’e ulaşır ve telefonunu iade etmek için onunla buluşmak ister.

Buluşma anı geldiğinde Diane, karşısında hayal ettiğinden çok farklı biriyle karşılaşır: Alexandre son derece karizmatik, kültürlü ve çekici bir adamdır — ancak boyu Diane’den oldukça kısadır. Toplumun güzellik kalıplarına ve “ideal çift” algılarına ters düşen bu durum, Diane’in kafasında soru işaretleri doğurur. Çevresindekilerin alaycı bakışları, ailesinin tepkisi ve kendi içsel önyargıları ile karşı karşıya kalır.

Buna rağmen Alexandre’nin hayata karşı pozitif duruşu, kendine güveni ve incelikli zekâsı, Diane’in kalbindeki duvarları yavaş yavaş yıkmaya başlar. Her şeye rağmen birlikte olmanın mümkün olup olmadığını sorgularken, Diane toplumun dayattığı kurallar ile kalbinin sesini dinlemek arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Bu romantik komedi, aşkın şekil ve boyut tanımadığını, gerçek uyumun kalpten geldiğini tatlı ve dokunaklı bir dille anlatıyor.