Dört genç, farklı cinsel arzular ve korkularla dolu hayatlarını keşfetmeye çalışırken, kendilerini paylaştıkları samimi bir pansiyonun sınırları içinde bir araya gelirler. Her biri kendi bireysel kimliklerini ve arzularını anlamlandırmaya çalışırken, cinsel özgürlük ve samimiyet arayışı onları beklenmedik bir şekilde birbirine yaklaştırır. Pansiyon, fiziksel ve duygusal deneyimlerin kesiştiği bir mikrokozmos haline gelir; burada aralarındaki ilişkiler derinleşir ve daha karmaşık hale gelir.

Karakterler, cinsel kimliklerini keşfederken, bu keşifler aynı zamanda kişisel sınırlarını zorlama ve birbirleriyle olan bağlarını test etme anlamına gelir. Bir yandan birbirlerine çekilirken, diğer yandan kendi korkuları ve içsel çatışmalarıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. İlişkilerdeki sürprizler, kıskançlıklar ve samimi anlarla dolu bu süreç, sadece bedensel arzuları değil, aynı zamanda derin bir duygusal bağlılığı da sınamaya başlar.

Cinsel tabular, kimlik bunalımları ve kişisel özgürlüklerin keşfi, hikayenin dokusunu oluşturarak, bu gençlerin duygusal olgunlaşma ve özgünlük arayışında nasıl değiştiklerini gözler önüne serer.