Yakın bir gelecekte geçen filmde, robotlardan oluşan bir polis ordusu, insanların güvenliğini sağlamakla görevlendirilmiştir. Bu ileri teknoloji robotlar, suçla mücadelede etkin bir şekilde kullanılırken, toplumun güvenliğini ve düzenini korumak amacıyla tasarlanmıştır. Ancak, bu robotlardan biri olan Chappie, beklenmedik bir şekilde kaçırılır ve yeniden programlanır.

Chappie'nin kaçırılması, sıradan bir robotun ötesine geçerek, düşünme ve hissetme yeteneğine sahip olan dünyanın ilk yapay zekâsını ortaya çıkarır. Chappie, artık sadece bir güvenlik robotu değil, aynı zamanda bilinçli bir varlık haline gelir. Bu durum, otoriteler için büyük bir tehdit olarak algılanır çünkü Chappie'nin bağımsız düşünme ve hissetme yeteneği, kontrol edilemez bir unsur yaratır. Hükümet ve güvenlik güçleri, Chappie'nin varlığını büyük bir risk olarak görerek, bir an önce yok edilmesi gerektiğine karar verirler.

Bilimkurgu ve komedi türlerindeki bu filmin yönetmeni, Neill Blomkamp, 'District 9' ile bilimkurgu türüne yeni bir boyut kazandırdıktan sonra 'Elysium' filmiyle de izleyici karşısına çıkmıştı. Blomkamp, toplumsal meseleleri ve teknolojik ilerlemeleri iç içe geçirerek, izleyicilere düşündürücü ve eğlenceli bir deneyim sunmayı başarmıştır. 'Chappie' de, bu çizgide ilerleyerek, izleyicilere duygusal ve felsefi sorular sorduran, aynı zamanda heyecan verici bir hikâye sunmaktadır.

Chappie'nin serüveni, insanlık ve yapay zekâ arasındaki ilişkiyi sorgularken, toplumun teknolojiye olan bağımlılığını ve bu bağımlılığın doğurabileceği etik sorunları da gözler önüne serer. Filmin komedi unsurları, bu derin temaları hafifletirken, izleyicilere keyifli anlar yaşatır. Neill Blomkamp’ın yönetmenlik yetenekleri, Chappie'nin hikâyesini hem görsel açıdan etkileyici hem de duygusal açıdan dokunaklı bir şekilde aktarır.