1939 yılında, Adolf Hitler'in orduları sınırları kapatırken, Almanya'da görev yapan 85 Amerikalı misyoner, Nazi rejiminden kaçma mücadelesiyle karşı karşıya kaldı. Bu misyonerler, Son Zaman Azizleri (LDS) Kilisesi'nin bir parçası olarak Almanya'da dini hizmetler yürütüyordu ve savaşın eşiğindeki Avrupa’da hızla gelişen Nazi tehdidi, onları zor bir duruma soktu.

Nazi Almanya'sında artan baskılar ve savaş hazırlıkları sırasında misyonerler, hem kendi güvenliklerini sağlamak hem de kiliseye bağlılıklarını sürdürmek arasında bir denge kurmak zorundaydılar. Sınırların kapanması ve ülkedeki gerginliklerin artmasıyla birlikte misyonerlerin kaçışı, zamanla yarışan, tehlikelerle dolu bir hikayeye dönüştü.

LDS Kilisesi liderlerinin organize ettiği planlar sayesinde misyonerler, diplomatik yollarla Nazi rejiminin kısıtlamalarını aşarak Almanya'dan kaçmaya çalıştılar. Bu süreç, modern LDS tarihinin en dramatik ve heyecan verici olaylarından biri olarak kabul edilir. Misyonerlerin Nazi Almanya’sından kaçış hikayesi, inanç, cesaret ve dayanışmanın sembolü haline gelmiştir.