Başarılı bir mühendis olan Harun, karısı Nilgün’ün kendisini aldattığını öğrendiğinde, hayatı alt üst olur. İlk şokun ardından, bu gerçeği kabul etmek istemez. Bir yandan hala aşık olduğu güzel karısını kaybetmek istemezken, diğer yandan duyduğu derin ihanet duygusuyla boğuşur. Bu nedenle, bildiklerini Nilgün’e söylemez ve durumu kendi içinde saklamayı tercih eder.

Ancak, bu belirsizlik ve içsel çatışma, Harun için dayanılmaz hale gelir. Zaman geçtikçe, her geçen gün daha ağır ve acılı olur. Şüphe ve güvensizlik, zihnini sürekli kemirir ve huzurunu kaçırır. Nihayetinde, bu durumu daha fazla sürdüremeyeceğine karar verir.

Harun, karısıyla yüzleşmeye ve ondan gerçeği duymaya karar verdiğinde, uzun ve gergin bir gece başlar. Nilgün'ü masaya oturtur ve ona bildiklerini açıklar. Bu uzun gece, bir "sorgu"ya dönüşür; acı gerçeklerin, itirafların ve duygusal patlamaların yaşandığı bir süreçtir. Harun, Nilgün'ün her ayrıntıyı açıklamasını isterken, ikisi de duygusal bir sınavdan geçer.

Harun'un bu yüzleşme süreci, sadece ihanetin değil, aynı zamanda ilişkinin temellerinin, geçmişin ve geleceğin sorgulandığı bir zamandır. Her itiraf, her gözyaşı, her sessizlik, ikisi için de derin izler bırakır. Bu gece, sadece Harun ve Nilgün'ün ilişkisini değil, her ikisinin de kendi içsel dünyalarını ve duygusal dayanıklılıklarını da sınayan bir gece olur.

Sonuç olarak, Harun ve Nilgün, bu zorlu yüzleşme süreci boyunca birbirlerine karşı olan duygularını yeniden değerlendirirler. İlişkilerinin geleceği, bu uzun ve acılı gecenin sonunda alacakları kararlarla şekillenecektir.