Londra’nın karanlık ve karmaşık suç dünyasında, tetikçi Alex Morrow, son görevinin ardından derin bir suçluluk duygusuyla boğuşmaktadır. Birkaç ay önce, hedef aldığı masum bir kadının ölümü, onu vicdanıyla savaşmaya itmiştir. Bu olayın izleri silinmemişken, Londra’daki yeni görevi onu daha da büyük bir ahlaki çıkmazın içine çeker. Başlangıçta basit görünen bir suikast görevi, onu insan kaçakçılığıyla bağlantılı geniş çaplı bir operasyonun ortasına sürükler.

Hedefi olan kadının, bu karanlık dünyanın kurbanlarından biri olduğunu fark eden Alex, mesleki etik ve kişisel vicdanı arasında kalır. Bir tetikçinin kuralları nettir: duygulara yer yoktur. Ancak, içinde büyüyen suçluluk duygusu onu bu kadına yardım etmeye iter. Görevini tamamlamaktan vazgeçerek, kaçış planı yapar ve bu masum kadını kurtarmaya karar verir.

Ancak işler planladığı gibi gitmez. Alex, kadını kaçırmaya çalışırken bir yandan da peşine düşen tehlikeli suç örgütünün ölümcül avı haline gelir. Londra’nın arka sokaklarında, hem eski işbirlikçilerinden hem de suç örgütünün zalim liderlerinden kaçarken, her an ölümle burun buruna gelir.

Bu kaçış, Alex’in geçmişindeki hatalarla yüzleşmesini zorunlu kılar. Öldürdüğü masum kadının anısı zihninde yankılanırken, kendini affetmek için çıktığı bu yolculuk, sadece bir vicdan arayışından ibaret değildir. Alex, geçmişiyle hesaplaşırken, aynı zamanda karanlık suç dünyasının en güçlü isimleriyle karşı karşıya kalacaktır.

Aksiyon dolu, gerilim yüklü bir hikaye olan bu mücadele, Alex’in hem dışarıdaki düşmanlarla hem de içsel şeytanlarıyla yüzleşmesini anlatır. Tetikçi, hayatını riske atarak doğru olanı yapmaya çalışırken, bu yolun sonunda kurtuluş mu yoksa ölüm mü beklemektedir?