Genç bir aile, Gürcistan'ın tarihi dokusunu taşıyan, zamana meydan okumuş bir eve taşınır. İlk başlarda, bu yeni başlangıç her birinin hayatı için bir umut ışığı gibidir. Ev, görkemli mimarisi ve büyüleyici atmosferiyle adeta bir masal diyarını andırmaktadır. Aile, bu büyüleyici atmosferin keyfini çıkarırken evin tarihi geçmişine duydukları hayranlık giderek artar.

Ancak zamanla, evin içindeki sessizlik rahatsız edici bir hal almaya başlar. Kapıların kendi kendine kapanması, gece yarısı yankılanan ayak sesleri ve gölgeler, ailenin huzurunu bozar. Başta, tüm bunların eski bir evin verdiği doğal tepkiler olduğunu düşünseler de olaylar giderek açıklanamaz hale gelir. Çocukları, odasında birinin fısıldadığını ve onları izlediğini söylemeye başlar. Bu durum, aileyi korkuyla dolu bir belirsizliğin içine sürükler.

Araştırmalar sonucunda, evin sıradan bir yer olmadığı ortaya çıkar. Bu tarihi yapı, geçmişinde trajik olaylara tanıklık etmiş, sahiplerini ardında birçok karanlık sır bırakarak kaybetmiş bir yerdir. Özellikle evin mahzeni, ailenin açıklayamadığı bir enerjiye sahip gibi görünmektedir. Mahzende buldukları eski mektuplar ve günlükler, evin geçmiş sahiplerinin yaşadığı dramı ve bu yerle bağlantılı ürpertici ritüelleri gözler önüne serer.

Evin içinde giderek yoğunlaşan paranormal olaylar, ailenin hayatta kalma mücadelesine dönüşür. Görünmeyen varlıklar yalnızca aileyi korkutmakla kalmaz, aynı zamanda onları kendi aralarında çatışmaya sürükler. Ancak evdeki bu gizemli güçlerin amacı, yalnızca korku salmaktan çok daha fazlasıdır. Aile, bu evin sırlarını çözmeden buradan kurtulamayacaklarını fark eder.

Evle ilgili daha fazla bilgi edinmek için yerel halkla konuşmaya karar veren aile, çevredeki insanların bu eve dair yıllardır süren sessizliğiyle karşılaşır. Herkes bu evi lanetli bir yer olarak bilmekte ve konuyu açmaktan bile korkmaktadır. Ancak yaşlı bir tarihçinin yardımıyla, evin köklerinin Gürcistan'ın karanlık dönemlerine kadar uzandığını öğrenirler. Bu ev, geçmişte yapılan gizemli bir ritüelin merkezi olmuştur ve o ritüelin sonuçları hâlâ bu duvarların arasında hapsolmuştur.

Artık, bu lanetle yüzleşmek ve evin karanlık tarihini aydınlatmak, sadece bu aileyi kurtarmakla kalmayacak, aynı zamanda bu laneti tamamen sona erdirecektir. Ancak her bir adım, onları hem fiziksel hem de ruhsal olarak sınar. Gerçeklerle yüzleşmek cesaret ister, ama bu gerçeklerin bedeli tahmin ettiklerinden çok daha büyük olacaktır. Ev, sırlarını paylaşmaya ne kadar hazırsa, aile de kendi sınırlarını zorlamaya o kadar kararlıdır. Ama bu karanlık hikayeden kurtulmak mümkün müdür, yoksa bu ev onların da mezarı mı olacaktır?