Genç bir kız, dul annesiyle birlikte çıktığı bir gemi yolculuğunda, dul babasıyla seyahat eden bir oğlanla tanışır. Her ikisi de ebeveynlerinin birbirine olan benzerliğini hemen fark eder ve onları tanıştırmanın mükemmel bir fikir olacağını düşünürler. Anne ve babalarının ortak bir tutkusu vardır: müzik. Kızın annesi piyanisttir; oğlanın babası ise başarılı bir kemancıdır. Bu ortak noktanın, anne ve babaları arasında bir kıvılcım yaratabileceğini umarak, onları tanıştırmak ve bir romantizmin filizlenmesine vesile olmak için bir plan yaparlar.

Gemi boyunca, iki genç bu planda iş birliği yaparken, birbirlerine olan ilgileri de farkında olmadan artmaya başlar. Başlangıçta sadece bir arkadaşlık olarak başlayan bu ilişki, zamanla daha derin ve özel bir bağa dönüşür. Beraber geçirdikleri her an, onları daha da yakınlaştırır ve bu yeni duyguların farkına varmalarını sağlar. Onların bu romantik çabaları, gemideki diğer yolcuların da dikkatini çeker ve kısa süre sonra gemideki herkes, gençlerin bu tatlı planına şahit olur.

Anne ve baba da gençlerin çabalarını fark etmeye başlar, ancak başlangıçta biraz tereddüt yaşarlar. Aradan geçen yılların acıları, yeni bir ilişkiyi kabullenmelerini zorlaştırsa da, birbirlerine olan ilgi ve müziğin büyüsü, onları yavaş yavaş bir araya getirir. Aynı zamanda, iki genç de bu serüven boyunca hem aşkı hem de kendi duygularını keşfetme yolculuğuna çıkar.

Sonunda, anne ve baba arasında sıcak bir bağ oluşur; her ikisi de geçmişin yaralarını iyileştirerek yeni bir başlangıç yapmaya hazır hale gelir. Bu romantik karşılaşma, hem onların hayatında hem de iki genç arasında unutulmaz bir yere sahip olur. Gemi limana yanaştığında, tüm yolculuk, aşka dair bir masal gibi hatırlanacak bir hikaye olarak hafızalarına kazınır.