Mahima ve Mahendra, hayatları ve tutkuları tamamen farklı iki insan olarak görünür. Mahima, küçük yaşlardan beri doktor olmayı hayal eden, kariyerine kendini adamış genç ve zeki bir kadındır. Hayatını insanlara yardım etmeye ve sağlık alanında başarıya ulaşmaya adayan Mahima, kriketle fazla ilgisi olmayan biridir. Öte yandan, Mahendra ise krikete olan derin sevgisiyle büyümüş, Hindistan için kriket oynama hayali kuran eski bir sporcudur. Ancak Mahendra, kariyerinin zirvesine çıkamadan, sakatlık nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremeyerek büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır.

Mahendra, kaybettiği kriket hayalini bir başkası üzerinden yaşamayı arzularken, Mahima'nın inanılmaz bir yeteneği keşfeder. Mahima, sadece bir doktor değil; aynı zamanda sahada adeta doğuştan yetenekli bir kriket oyuncusudur, üstelik farkında bile olmadan. Onun refleksleri, oyun zekası ve sahadaki duruşu, Mahendra'yı büyüler. Bu, Mahendra'nın içinde yıllardır küllenmiş olan kriket tutkusunu yeniden alevlendirir. Mahima’nın bu potansiyelini gören Mahendra, onu Hindistan’ın yeni kriket yıldızı yapmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Ancak Mahima’nın hayatı bambaşka bir yöne gitmektedir. O, bir doktor olarak insanların hayatlarına dokunmak ve bu yolda ilerlemek istemektedir.

İki karakterin hayatları, Mahendra'nın Mahima’yı bu yeteneğini değerlendirmesi için ikna etme çabalarıyla kesişir. Mahima ise başta bu teklife ve Mahendra’nın tutkularına direnç gösterir; çünkü kriket onun için bir tutku değil, sadece keyifli bir oyun olmuştur. Ancak zamanla Mahendra'nın krikete olan tutkusu ve azmi, Mahima'nın içine farklı bir tohum eker. Kendini bu oyunla ilgili derin bir içsel çatışma yaşarken bulur. Bir yanda doktor olma hayali, diğer yanda hiç tahmin etmediği bir kriket kariyeri arasında sıkışıp kalır.

Mahendra ise Mahima üzerinden kendi yarım kalan hayalini tamamlamak istemektedir. Fakat bu süreçte kendi içsel çatışmalarıyla da yüzleşir. Mahima'yı zorlayarak mı, yoksa onun seçimine saygı göstererek mi destek olmalıdır? Onu yönlendirmeye çalıştıkça, aslında Mahima’nın ne kadar güçlü bir iradeye sahip olduğunu fark eder. Mahima, sadece bir sporcunun hırsı değil, aynı zamanda kendi yolunu seçme gücüyle hareket etmektedir.

Bu iki karakterin yolları kriket sahasında kesiştikçe, birbirlerine olan duygusal bağları da derinleşir. Kriket sadece bir spor olmaktan çıkar; hayatlarına dair kararlar, hayaller ve ilişkiler üzerine önemli bir metafor haline gelir. Mahima ve Mahendra, sahada bir takım olup hayatın karmaşasıyla mücadele ederken, aynı zamanda birbirleriyle olan ilişkiyi de şekillendirirler. Kriket, onların hayallerini birleştiren, aynı zamanda da çatışmalarını açığa çıkaran bir araç haline gelir.

Sonuçta, bu ikilinin krikete olan farklı bakış açıları, onları bir araya getirirken aynı zamanda hayallerinin sınırlarını çizer. Bay ve Bayan Mahi olarak hayatlarının merkezinde hem kriketi hem de birbirlerini bulabilecekler mi? Yoksa kriket sahasında başlayan bu ortaklık, hayat boyu sürecek bir mesafe yaratacak mı? Hayallerin, tutkuların ve kişisel sınırların test edildiği bu duygusal yolculukta, Mahima ve Mahendra’nın kaderleri birbirine düğümlenir ve izleyiciler, iki insanın yaşam savaşını heyecanla takip eder.