Kocası beklenmedik bir hastalık nedeniyle çalışamaz hale gelince, ekonomik zorluklarla başa çıkmaya çalışan genç bir kadın, ailesini geçindirebilmek için bir masaj salonunda işe başlar. İlk başta işini basit ve zararsız bir geçim yolu olarak görse de, zamanla salonun müşteri kitlesinin karanlık ve sınırları zorlayan istekleriyle yüzleşmek zorunda kalır.

Kadın, bir yandan ailesine destek olmanın gururunu yaşarken, diğer yandan iş ortamında maruz kaldığı tacizler, hayatındaki dengeyi hızla bozmaya başlar. Hem fiziksel hem de duygusal sınırlarını zorlayan bu ortam, onu bir uçurumun eşiğine sürükler. Zamanla, salonun arka planındaki yasadışı faaliyetler ve müşterilerle ilgili rahatsız edici gerçekler su yüzüne çıkar.

Kocasıyla olan ilişkisi, çevresi ve kendi değerleri arasında sıkışan kadın, yaptığı işi sorgulamaya başlar. Bu süreçte kendisini, çaresizliğin ve etik ikilemlerin ortasında, tamamen yalnız hissettiği bir noktada bulur. Ailesinin geçimini sağlamak adına verdiği mücadelenin ağır yükü, onun içindeki güçlü ama kırılgan yapıyı gün yüzüne çıkarır.

Hayatındaki bu zorlu dönem, onu ya tamamen karanlığa sürükleyecek ya da kendi içindeki gücü keşfederek bir çıkış yolu bulmasını sağlayacaktır. Ancak bu yolculuk, fedakarlık, sınırlar ve kimlik üzerine sert ve sarsıcı bir hesaplaşma olacaktır.