Komşuları, ailesi ve eşi Alice ile birlikte Paris’in toplu konutlarında yaşamını sürdüren Sami, temiz kalpli ancak aklı bir karış havada, avare bir adamdır. Bir gün Fransa’nın en zengin adamı Philippe Etienne, Sami’nin çalıştığı alışveriş merkezini oğlunun doğum günü için kapattırır ve hediye olarak ne isterse almasını söyler. Alexandre ise kendine oyuncak olarak görevli gece bekçisi Sami’yi seçer.

Sami'nin sıradan ve monoton hayatı, bir anda zengin bir işadamının oğlu Alexandre'ın kaprisleriyle alt üst olur. Bu beklenmedik gelişme, Sami'yi alışık olmadığı bir dünyaya sürükler. Alexandre, Sami'yi oyuncak gibi kullanarak onunla çeşitli maceralara atılmak ister. Sami, bu durumu fırsata çevirip hayatını daha iyi bir hale getirmeye çalışırken, bir yandan da Alexandre'ın isteklerini yerine getirmek zorundadır.

Sami'nin bu yeni yaşamı, Paris'in en zengin çevreleri ile kendi mütevazı yaşantısı arasında bir denge kurmaya çalışmasını gerektirir. Bu süreçte, komşuları, ailesi ve özellikle de eşi Alice ile olan ilişkileri sınanır. Sami, Alexandre'ın dünyasında gezinirken, kendi değerlerini ve sevdiklerini korumak için çaba gösterir. Sami'nin saf kalbi ve iyimserliği, karşılaştığı zorluklara rağmen ona rehberlik eder.

Bu hikaye, zenginlik ve fakirlik arasındaki uçurumu, sosyal sınıf farklılıklarını ve bu farklılıkların insanlar üzerindeki etkilerini mizahi ve dokunaklı bir şekilde ele alır. Sami'nin yaşadığı komik ve bazen de hüzünlü maceralar, izleyicilere hem güldüren hem de düşündüren bir sinema deneyimi sunar.