Riley artık 12 yaşında ve ergenliğin eşiğindedir. Ailesiyle birlikte sıradan bir gün geçirirken beklenmedik bir gelişme her şeyi değiştirir. Riley, ilk randevusuna çıkmak üzere bir davet alır. Bu durum, hem Riley’nin hem de ailesinin Duyguları için yeni bir dönemin başlangıcı olur. Riley’nin zihninde Duygular devreye girer. Neşe bu yeni deneyimi büyük bir fırsat olarak görürken, Üzüntü her şeyin ters gidebileceği endişesini taşır. Korku, randevu sırasında olası hataları düşünerek tetikte kalır, Tiksinti ise bu fikrin gerçekten iyi olup olmadığını sorgular. Öfke ise, ailesinden biri randevuya karşı olumsuz bir yorumda bulunduğunda harekete geçer.

Aynı zamanda Riley’nin anne ve babası, kızlarının büyüdüğünü fark ederek karmaşık duygular yaşamaya başlar. Annenin Duyguları durumu sakinleştirip Riley’ye destek olmaya çalışırken, babanın Duyguları olayın ciddiyetini abartır ve kontrolü kaybetmemek için mücadele eder. Zihinlerinde "Bu çocuk kim? Riley’yi nasıl etkiler? Güvende olacak mı?" gibi sorular dolaşır.

Riley, randevu hazırlığı için büyük bir heyecan yaşar. Kıyafet seçimi ve doğru kelimeleri bulma konusunda Duygular arasında çekişmeler başlar. Randevu günü gelip çattığında evde herkesin zihninde bir karmaşa hüküm sürer. Riley, kapıdan çıkarken Neşe’nin cesaret verici sözlerine tutunurken, Korku’nun "Ya kötü bir izlenim bırakırsan?" düşüncesiyle yüzleşir.

Randevu sırasında Riley’nin iç dünyasında büyük bir mücadele yaşanır. Küçük hatalar ve samimi kahkahalarla geçen bu deneyim, Riley’nin ve ailesinin Duygularına önemli bir ders verir. Riley, mükemmel olmaya çalışmak yerine anı yaşamayı öğrenirken, ailesi de onun büyümesine tanıklık eder. Bu unutulmaz ilk randevu, yalnızca Riley için değil, ailesi için de yeni bir dönemin başlangıcı olur.