1986 yazında, üç yakın arkadaş olan Alex, Mark ve Jason, tipik bir gençlik enerjisiyle dolup taşan on altı yaşındadır. Yaşadıkları küçük kasabada yaz tatillerini geçirmek için en sevdikleri aktivite, her cumartesi günü yerel sinemaya gidip filmlere gizlice girmektir. Sinemada maceradan maceraya atılırken, hem birlikte vakit geçirir hem de filmlerin büyüsüne kapılırlar. Her hafta sonu farklı türde filmler izler, kahkaha atar, heyecanlanır ve bazen de sinema salonunun gizli köşelerinde birbirleriyle yarışarak eğlenirler.

Ancak bu yaz, hayatlarındaki bu masum eğlence, içlerinden birinin aşkı keşfetmesiyle yeni bir boyut kazanır. Alex, sinemada sık sık gördüğü, hayallerini süsleyen Sarah adında bir kıza platonik bir aşkla kapılmıştır. Cesaretini toplayarak Sarah'ı, o hafta vizyona giren komedi filmine davet eder. Arkadaşlarına bu durumu anlatan Alex, Mark ve Jason’ın şaşkın ama destekleyici tavırlarıyla karşılaşır. Alex’in Sarah’a açılma ve onu tanıma çabası, arkadaşlıklarının dinamiklerini de değiştirmeye başlar.

Sarah’la olan randevusu yaklaşırken, Alex'in içi heyecan ve endişeyle doludur. Bu sırada, Mark ve Jason da kendi hayatlarında aşk ve ilişkiler hakkında farklı deneyimler yaşamaya başlarlar. Mark, uzun zamandır ilgisini çeken bir kızla tesadüfi bir karşılaşma yaşarken, Jason ise ilişkilerde güven ve bağlılık konularını keşfetmek zorunda kalır.

O yaz sinemada izledikleri filmler, onların hayata dair öğrendikleri şeyleri şekillendirir. Her biri, kendi iç dünyalarında büyüyüp olgunlaşırken, arkadaşlıklarının ve hayatlarındaki ilişkilerin nasıl değiştiğini fark ederler. Komik, duygusal ve eğlenceli anılarla dolu bu yaz, üç arkadaş için hem aşkı hem de dostluğu daha derinden anlamalarına vesile olur.

Sonunda, Alex’in Sarah'la olan ilişkisi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bu deneyim ona ve arkadaşlarına hayatın beklenmedik dönüşlerini, ilk aşkın heyecanını ve yetişkinliğe adım atmanın zorluklarını öğretir. 1986 yazı, onların hafızasında asla unutulmayacak bir dönüm noktası olarak kalır.