Şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak isteyen Keria Wood, ailesiyle birlikte kırsal bir bölgede, doğanın ortasında yer alan eski bir eve taşınır. Yeni başlangıçların umuduyla geldikleri bu sessiz yer, kısa sürede korku dolu bir kâbusa dönüşür. Keria’nın küçük kızı, bir sabah hiçbir iz bırakmadan evin bodrum katında kaybolur. Polis ve komşular sonuçsuz aramalar yaparken, Keria annelik içgüdüsüyle daha derinlere inmeye karar verir.

Araştırmaları onu evin karanlık geçmişine ve bastırılmış sırlarına götürür. Ev, yüzyıllardır unutulmuş, kadim ve güçlü bir varlığın etkisi altındadır—ve bu varlık, sadece mekâna değil, zamanın dokusuna da hükmetmektedir. Keria, ailesini korumak için yalnızca fiziksel tehlikelerle değil, aynı zamanda varoluşun sınırlarını zorlayan doğaüstü güçlerle de mücadele etmek zorundadır.

Her ipucu onu geçmişin gölgeleriyle ve evin derinliklerine hapsedilmiş karanlıkla yüzleşmeye biraz daha yaklaştırırken, Keria, sadece kızının değil, tüm aile üyelerinin ruhlarının tehlikede olduğunu fark eder. Bu savaşta kazanmanın tek yolu, kendi korkularıyla yüzleşmek ve evin içindeki uğursuz varlığı sonsuza dek durdurmaktır. Ancak zaman hızla tükenirken, her karar geri dönülmez sonuçlar doğurabilir.