Çevre krizi, Londra'yı sular altında bırakarak büyük bir felakete neden olur. Şehir, su altında kalan binalar, yollar ve altyapıyla adeta bir su dünyasına dönüşür. Bu kaos ortamında bir anne, hayatta kalmaya çalışırken aynı zamanda yeni doğan bebeğiyle birlikte eve dönüş yolunu arar.

Anne, çevredeki tehlikelerle başa çıkmaya çalışırken, suyun altında kalan sokaklarda ilerler. Karşılaştığı zorluklarla mücadele ederken, en büyük motivasyonu ise bebeğinin güvenliğini sağlamaktır. Yollarını bulmaya çalışırken, başkalarının da hayatta kalma mücadelesine tanık olur ve onlara yardım etmeye çalışır.

Londra'nın sular altında kalmasıyla birlikte ortaya çıkan kaos ve yıkımın yanı sıra, anne ve bebeğinin yaşadığı duygusal ve fiziksel zorluklar da hikayenin önemli bir parçasını oluşturur. Ancak anne, umut ve kararlılıkla hareket ederek, sonunda evine dönme ve bebeğini güvenli bir şekilde koruma konusundaki kararlılığını sürdürür. Bu süreçte, insanların dayanışma ve dayanma gücü de vurgulanarak, felaketin ortasında bile insanlık değerlerinin ne kadar önemli olduğu anlatılır.