Malik, Paris’in kenar mahallelerinde büyümüş genç bir dolandırıcıdır. Hayatını küçük çaplı işler yaparak idame ettirirken, bir gün üvey babası Serge’in ünlü bir banka soyguncusu olduğunu ve birlikte çalıştığı çetesiyle birlikte tutuklandığını öğrenir. Serge’in ismi, suç dünyasında bir efsane gibi anılmaktadır, ancak bu kez yakalanmaları her şeyi değiştirmiştir. Malik, Serge’in geçmişteki hayatı hakkında ne kadar az şey bildiğini fark eder.

Serge’in davası görülürken, diğer sanıklardan biri olan Chérif’in avukatı Iris, Malik’e beklenmedik bir teklif sunar. Serge ve Chérif’in özgürlüğüne kavuşabilmesi için Malik’in, Chérif’in eski çetesini yeniden bir araya getirip tehlikeli bir soygunu gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu iş, Serge ve diğer sanıkların suçlarını örtbas edecek kadar büyük ve risklidir. Malik, hem ailesini kurtarmak hem de kendi hayatını rayına oturtmak adına teklifi kabul eder.

Ancak işler göründüğü kadar kolay değildir. Malik, Chérif’in eski ekibini ikna etmek için her birinin peşine düşer. Ekip üyeleri geçmişteki işlerden dolayı birbirlerine sırt çevirmiş, farklı yollar seçmişlerdir. Malik, bir yandan ekip üyelerini yeniden bir araya getirirken, diğer yandan soygunun karmaşık planlarını öğrenmek ve kusursuz bir şekilde uygulamak zorundadır.

Soygun günü yaklaştıkça, Malik hem geçmişin gölgeleriyle yüzleşir hem de sadakat, güven ve ihanetin ne anlama geldiğini öğrenir. Çetenin üyeleri arasındaki gerilim artarken, Malik’in liderlik becerileri ve zekası sınanır. Peki, bu yüksek riskli iş sonunda özgürlüğü ve ailesini kurtarabilecek midir, yoksa daha derin bir tehlikeye mi sürüklenecektir?

Bu hikaye, suç, gerilim ve insan ilişkileri ekseninde, bir gencin hem kendini hem de geçmişini bulma yolculuğunu izleyiciye sunarken, adalet ve fedakarlık temalarını güçlü bir şekilde işler.