Kuzey Carolina, 1863… İç Savaş tüm şiddetiyle sürmektedir. Bu dokunaklı ve ilham verici hikâye; yoksulluk, kayıp ve sevgiyle yoğrulmuş bir anne-kızın hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor.

Yedi yaşındaki Melody, yaşına göre hayli olgun ve hayal gücü kuvvetli bir çocuktur. Babası savaş cephelerinde kaybolduğunda, annesi Sarah ile birlikte çiftliklerinde baş başa kalır. Zorlu doğa koşulları, kıtlık ve sürekli artan asker baskınları arasında ayakta kalmaya çalışırlar. Sarah, genç yaşına rağmen hem anne hem baba olmaya çabalar; savaşın ortasında kızına güvenli bir hayat sunmaya uğraşır.

Ancak savaş sadece uzaklarda değildir. Bir gün evlerinin yakınlarına düşen bir çatışma, onların hayatını doğrudan etkiler. Melody ormanda yaralı bir Birlik askeri bulur. Annesi önce tereddüt eder, ama onu gizlice evlerine getirerek bakımını üstlenirler. Yaralı askerle aralarında gelişen dostluk, Sarah’nın içine gömülmüş sevgiyi ve umudu tekrar hatırlamasına neden olur. Ancak, bu iyilik zamanla kasaba halkı arasında dedikodulara yol açar ve onları tehlikeye atar.

Melody, hayal gücüyle çevresindeki korkunç gerçekleri dönüştürmeye çalışırken, Sarah geçmişiyle ve geleceğiyle hesaplaşır. Film boyunca, savaşın sertliği ve insan ruhunun dayanıklılığı iç içe işlenir.

Bu hikâye, savaşın gölgesinde şekillenen bir annenin fedakarlığını, bir çocuğun umudu ve masumiyetini, ve zor zamanlarda dahi yeşerebilen aşkın gücünü derin bir duygusallıkla gözler önüne serer. Finalde ise, her şeyini kaybettiğini düşünen Sarah ve Melody, savaş sonrası dönemde umulmadık bir yeniden doğuşla karşılaşırlar.