Yaklaşık otuz yıl önce, öfke virüsünün biyolojik silahlar laboratuvarından sızmasının ardından, dünya karantina altına alınmış ve enfekte olanlarla hayatta kalanlar arasındaki sınırlar giderek daha belirsizleşmiştir. Bugün, hâlâ sert bir şekilde uygulanan karantina içerisinde, enfekte olanların arasında yaşamaya alışmış bir grup hayatta kalan insan vardır. Bu gruptan biri, ana karaya tek bir, yoğun şekilde savunulan bir köprüyle bağlı olan küçük bir adada yaşamaktadır.

Bir gün, bu grup, adanın dışında bir göreve gitmesi gereken bir adamı gönderir. Karaya doğru çıktığında, bu adam bir yandan hayatta kalmaya çalışırken, bir yandan da insanlık için tüm güvenlik sınırlarını ve medeniyetin son izlerini terk eder. Ancak, karada karşılaştığı şeyler, sadece enfekte olmuş kişilerle ilgili değildir. Mutasyona uğramış bu dünyada hayatta kalanlar da farklı bir şekilde değişmiştir. O kadar derin bir yozlaşma ve dönüşüm söz konusudur ki, hayatta kalanlar bile birbirinden ayırt edilemez hale gelmiştir.

Adam, karanlık ve ıssız kara parçasında ilerledikçe, dünyasında neyin gerçekten hayatta kaldığını, neyin sadece bir gölge olduğunu anlamaya başlar. Mutasyonlar sadece virüsü taşıyanları etkilemekle kalmamış, aynı zamanda insanlar arasında doğaüstü güçlere sahip varlıkların ve vahşi hayvanların ortaya çıkmasına da neden olmuştur. Yavaş yavaş, çevresindeki dünyayı keşfettikçe, hayatta kalanların aslında ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu fark eder.

Bir yandan keşif ve hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan kendi insanlığını korumak için savaşmaya başlar. Ada halkının ve karadaki yaratıkların varlığı, tüm dünya çapında yayılan bu korkunç virüsün yalnızca bir başlangıç olduğunu gösterir. İnsanlık ve doğa arasındaki sınırlar silinmiş, her şey kaybolmuş gibidir. Bu adamın karşılaştığı sırlar, sadece hayatta kalma mücadelesi değil, insanlığın özü üzerine de bir sınav olacaktır.

Adanın ötesinde keşfettiği gerçekler, enfekte olmuşların ve hayatta kalanların birbirine dönüşmesiyle ilgili büyük bir planı ortaya koyar. Bu mutant varlıkların neye dönüştüğü ve nihayetinde nereye gittiği, insan türünün sonunun çok daha korkutucu bir yolculuğa dönüşmesine neden olacaktır.