Polis memuru Sedat, görevini yerine getirme uğruna sert ve kararlı bir şekilde hareket eden bir karakterdir. Bir gün, genç bir çiftin yaşadığı terkedilmiş bir apartman dairesini basar. Bu baskında, olayların kontrolden çıkması sonucunda çiftlerden biri olan Fırat hayatını kaybeder, diğer çift üyesi Ayşe ise kaçmayı başarır.

Ayşe'nin kaçışı, sadece fiziksel bir kaçış değil, aynı zamanda geçmişten ve yaşamının eski düzeninden kopuş anlamına gelir. Kendisini ve hayatını yeniden şekillendirmek zorunda kalan Ayşe, ailesinin çiftlik evinden para ve araba çalarak uzaklaşır. Bu hareketi, onun yeni bir yaşam arayışı ve eski dünyasından tamamen ayrılma çabasını temsil eder.

Ancak, Ayşe'nin kaçışı yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda tehlikeli bir kovalamaca halini alır. Sedat, peşine düşer ve yanına üç adamını alarak Ayşe'yi yakalamak için harekete geçer. Bu kovalamaca, belirsiz bir Anadolu kentinin kenar mahallelerinde başlar ve giderek ıssızlaşan, vahşi doğaya uzanan bir yolculuğa dönüşür.

Hikaye, sert tarzı, sade anlatımı ve hızlı temposuyla dikkat çeker. Ayşe'nin hayatta kalma mücadelesi, erkek-egemen toplumda bir kadının nasıl şiddet ve zorluklarla başa çıkmaya çalıştığını gözler önüne serer. Ayşe'nin yolculuğu, sadece fiziksel bir kaçış değil, aynı zamanda içsel bir özgürlük ve kendini bulma arayışıdır.

"Av," toplumsal normlar ve güç dinamikleri içinde sıkışmış bir genç kadının, kendini ve hayatını yeniden inşa etme mücadelesini anlatan güçlü bir hikayedir. Bu süreçte Ayşe'nin karşılaştığı zorluklar, onun direncini ve hayatta kalma azmini test ederken, Sedat'ın azmi ve adalet anlayışı da hikayenin önemli bir parçasıdır.