Sanat tarihinin en sıra dışı ve etkileyici figürlerinden biri olan Frida Kahlo’nun hayatını konu alan bu film, onun tutkulu, acı dolu ve ilham verici yolculuğunu gözler önüne seriyor. Küçük yaşta geçirdiği çocuk felcinin ardından gençlik yıllarında yaşadığı korkunç trafik kazası, Frida’nın bedeninde ve ruhunda derin yaralar açmıştır. Ancak bu trajedi, onun sanatındaki en büyük ilham kaynaklarından biri haline gelir.

Hayat dolu, asi ve sıra dışı kişiliğiyle tanınan Frida, sanatıyla acılarını ve tutkularını ifade ederken, dünyaca ünlü duvar ressamı Diego Rivera ile tanışır. Diego, yalnızca sanatıyla değil, aynı zamanda kadınlara olan düşkünlüğüyle de nam salmıştır. Frida’ya, başka kadınlarla birlikte olmaktan kendini alıkoyamayacağını ancak özünde onu sevdiğini söyler. Frida, başta bu durumu anlayışla karşılar ve ilişkileri tutkulu ama çalkantılı bir şekilde ilerler.

Zamanla Diego’nun sadakatsizliği ve çiftin arasındaki güç savaşı, Frida’nın sınırlarını zorlamaya başlar. İhanetler, politik çalkantılar ve kişisel mücadeleler, onun hem aşkını hem de sanatını şekillendirir. Kendi benliğini keşfetme yolculuğunda, acılarıyla yüzleşen Frida, yaşadığı her şeyden sanatına ilham alarak adeta küllerinden doğar.

Film, Frida’nın acılarını, aşklarını ve devrim niteliğindeki sanat anlayışını dramatik bir dille işlerken, onun özgün ruhunu ve cesaretini gözler önüne seriyor. Kendini sanatla var eden bir kadının, tüm engellere rağmen nasıl bir efsaneye dönüştüğünü anlatan bu etkileyici hikâye, izleyiciyi Frida’nın renkli ve fırtınalı dünyasına davet ediyor.