Berlin, 1942. Savaşın gölgesinde, baskının ve korkunun hâkim olduğu bir şehir… Ancak tüm bu karanlığın içinde, Hilde bir umut ışığıdır. Genç kadın, Nazi karşıtı bir direniş grubunun aktif bir üyesidir ve her geçen gün artan tehlikeye rağmen savaşa ve zulme karşı mücadele etmektedir.

Bir gün, aynı gruptan Hans ile yolları kesişir. Direnişin içinde başlayan bir aşk, hızla alevlenir ve ikisi de birbirine sığınır. Berlin’in karanlık sokaklarında, gizli toplantılarda, baskınlardan kaçarken… Sadece bir yaz boyunca süren, ama bir ömre bedel bir aşk.

Ancak Gestapo’nun pençesi uzun ve acımasızdır. Bir ihbar sonucu Hilde ve Hans yakalanır. Direnişin her üyesi gibi, onları bekleyen acımasız sorgular ve soğuk zindanlar vardır. Ama Hilde’nin sırrı, onu diğerlerinden ayırır: O sekiz aylık hamiledir.

Hapishanenin taş duvarları arasında, gün be gün büyüyen korku… Doğmamış çocuğuna ne olacağını bilemeden geçen uzun geceler… Aşkı için savaşan bir kadın, artık sadece aşkı için değil, çocuğu için de mücadele etmek zorundadır.

Hilde, umut ve çaresizlik arasında sıkışıp kalmıştır. Ama bir şeyden emindir: Teslim olmayacaktır. Çünkü özgürlüğün bedeli ağırdır—ama direnişin ruhu asla ölmez.