George ve Kathryn, istihbarat dünyasında efsaneleşmiş, yıllardır birlikte çalışan ve sayısız operasyonu başarıyla tamamlamış bir çift ajan olarak bilinirler. Ancak bir sabah, her şey değişir. Kathryn, ülkeye ihanetle suçlanarak aniden tutuklanır.

George, eşinin suçlu olabileceğini aklının ucundan bile geçirmezken, hükümetin en üst kademeleri bu olayın üstünü hızla kapatmak ister. Kathryn, "devlet sırlarını sızdırmak" ve "düşman ajanlarla iş birliği yapmak" gibi ağır suçlamalarla karşı karşıyadır. Ancak George, bu iddiaların ardında gizlenen daha büyük bir komplonun kokusunu alır.

Kendi ekibine ve devletine her zaman sadık olmuş olan George, şimdi zor bir seçim yapmak zorundadır: Ya yıllardır hizmet ettiği otoritenin emirlerine boyun eğerek Kathryn’i kaderine terk edecek ya da uğruna hayatını adamış olduğu düzenin karanlık yüzüne karşı çıkarak gerçeği ortaya çıkarmaya çalışacaktır.

Bürokrasiye ve kendi teşkilatına karşı bir savaş açan George, elindeki az sayıdaki ipucunu takip ederek, Kathryn’in son zamanlardaki hareketlerini araştırmaya başlar. Her adımda, kendisini daha da derinlere çeken bir ihanet ağının içinde bulur. Üstelik bu komplonun içinde kimlerin yer aldığı belirsizdir; güvenebileceği kimse yoktur.

Kathryn gerçekten ihanet mi etti, yoksa üstü örtülmek istenen çok daha büyük bir planın günah keçisi mi oldu? George’un verdiği her karar, sadece kendi hayatını değil, ülkesinin geleceğini de değiştirebilecek güçtedir.

Gerçekleri ortaya çıkarmaya kararlı olan George, en büyük savaşını hem içindeki şüphelerle hem de onu durdurmaya çalışan güçlerle verecektir. Ancak cevabını bulması gereken en büyük soru şudur: Sadakati, sevdiği kadına mı yoksa yıllarca hizmet ettiği devlete mi olacak?