Bu dokunaklı hikâye, dostluğun, cesaretin ve umudun gücünü anlatıyor. Küçük Wilbur, hayata zayıf ve çaresiz başlasa da, kendisini seven ve ona inanan dostları sayesinde kaderini değiştirme şansı elde eder. Charlotte, zekâsı ve sevgisiyle sadece Wilbur’un hayatını kurtarmaya çalışmakla kalmaz, aynı zamanda tüm çiftliği etkileyen bir mucizenin mimarı olur.

Zamanla çiftlikteki diğer hayvanlar da Wilbur'un özel biri olduğunu fark eder ve ona karşı olan tavırları değişmeye başlar. Ancak asıl büyük sınav, Wilbur’un kesim zamanı yaklaşırken gelir. Charlotte, onun sıradan bir domuz olmadığını göstermek için ördüğü ağlara Wilbur’un ne kadar eşsiz olduğunu anlatan kelimeler yazmaya başlar. Bu olağanüstü zeka ve yaratıcılık, yalnızca çiftçiyi değil, kasabanın tamamını etkileyen bir olay haline gelir.

Fakat Charlotte’un ömrü sınırlıdır ve bu süreçte Wilbur’un yalnızca bir çiftlik hayvanı olmadığını, gerçek dostluk ve fedakârlığın ne anlama geldiğini de öğrenmesi gerekir. Küçük domuz, bir mucizenin parçası olarak hayatta kalırken, en yakın dostunun ona bıraktığı dersleri hiç unutmayacaktır.

Bu sıcacık öykü, her yaştan izleyiciye sevginin ve dostluğun sınır tanımadığını, en umutsuz anlarda bile bir ışık olduğunu hatırlatan klasik bir masal niteliğinde.