Jamie, yıllar süren yurt dışı çalışmalarının ardından, kız kardeşinin ani ve esrarengiz ölümüyle sarsılarak memleketine geri döner. Küçüklüğünden beri uzak kaldığı bu kasaba, şimdi ona tanıdık ama bir o kadar da yabancı gelmektedir. Ailesiyle tekrar bir araya gelmek, geçmişin acı dolu anılarını yeniden canlandırır. Ancak Jamie, kız kardeşinin ölümünün basit bir trajedi olmadığını kısa sürede fark eder.

Kasabada dolaşan fısıltılar, aile geçmişine dair karanlık bir sırrı ve laneti işaret eder. Yıllardır Abernathy ailesinin soyundan gelenler, Kumakatok adı verilen, ölümün habercisi olan gizemli bir varlık tarafından ziyaret edilmiştir. Siyah pelerinler içinde ve yüzleri gölgelerle örtülü olarak betimlenen Kumakatok, kapısını çaldığı her eve ölüm ve keder getirmektedir.

Jamie, ailesinin bu lanetle uzun zamandır savaştığını ve kız kardeşinin de bu lanetin son kurbanı olduğunu öğrenir. Kumakatok’un varlığını anlamak ve ondan korunmak için, Jamie, ailesinin geçmişinde kaybolmuş bir ritüeli bulmak zorundadır. Geçmişte yaşanan korkunç olayları araştırırken, kendi çocukluk hatıraları ve ailesinin mirasıyla yüzleşir. Annesinin eskiden anlattığı ve gerçek sanmadığı hikâyeler şimdi Jamie’nin en büyük rehberi olacaktır.

Ancak zaman daralmaktadır. Kumakatok, varlığını hissettirdikçe evin içinde ve kasabada dehşet büyür. Jamie, bu laneti kırmanın ve ruhunu bu karanlık güçten korumanın tek yolunun geçmişte kaybolmuş bir aile sırrını çözmek olduğuna inanır. Hayatta kalmak ve ailesini bu lanetten kurtarmak için Jamie, korkularıyla ve Kumakatok’un gölgeleriyle son bir savaşa hazırlanır.