Testere'nin yaratıcıları, yeni bir tüyler ürpertici gerilimle izleyiciyi dehşetin en karanlık köşelerine sürüklüyor. Sessiz ve kasvetli bir kasaba olan Ravens Fair, yıllardır fısıltılarla anılan korkunç bir lanetin pençesindedir. Her şey, yıllar önce faili meçhul bir cinayete kurban giden Mary Shaw ile başlamıştır. Kasabanın yaşlı sakinleri onun adını anmaktan bile çekinirken, son zamanlarda art arda meydana gelen vahşi ölümler, Mary Shaw'ın efsanesini daha da korkutucu hale getirmiştir.

Genç adam, eşi vahşi bir şekilde katledildiğinde kendini bu korkunç gizemin tam ortasında bulur. Karısının ölümüne anlam veremeyen ve cevaplar arayan adam, araştırmasını derinleştirdikçe Ravens Fair'in geçmişine gömülü karanlık bir sırra ulaşır. Mary Shaw’ın, hayattayken kasabanın korkutucu bir figürü olduğunu, özellikle de kuklalarla olan rahatsız edici bağıyla tanındığını öğrenir. Ancak asıl korkutucu olan, öldükten sonra bile hâlâ kasabanın kaderini ellerinde tutuyor gibi görünmesidir.

Kasaba halkı yıllardır Mary Shaw’ın lanetinden kurtulmak için sessizce yaşamayı öğrenmiştir. Ancak genç adam, bu lanetin asıl kaynağını açığa çıkarmaya çalıştıkça kendisini dehşet dolu olayların içinde bulur. Ölüm, her köşe başında pusuda beklemektedir ve tek bir kural vardır: Onu gördüğünde asla çığlık atma. Çünkü Mary Shaw, sesleri susturulmuş bir intikam meleği gibi, korkuyla yankılanan her çığlığı kendine çağrı olarak kabul etmektedir.

Şimdi genç adamın önünde iki seçenek vardır: Ya karısının katilinin ardındaki gerçeği ortaya çıkararak laneti sona erdirecek ya da Ravens Fair’in sessizliğine gömülerek sonsuza kadar yok olacaktır. Ancak gerçeği öğrenmek, sandığından çok daha korkutucu olabilir. Çünkü bazı sırlar sonsuza dek gömülü kalmalıdır.