Kasvetli ve umutların kırıldığı Birinci Dünya Savaşı sonrası Kopenhag’ında, yoksullukla boğuşan genç fabrika işçisi Karoline’in hikâyesi, izleyenleri insanlığın karanlık ve rahatsız edici bir yüzüyle tanıştırır. Zor koşullarda hayatta kalmaya çalışan Karoline, hamile olduğunu öğrendiğinde, zaten belirsiz olan geleceği daha da karmaşık hale gelir. Toplumun dışına itilmiş, yalnız bir kadın olarak çaresizlik içinde bir çözüm ararken yolu, istenmeyen çocukları koruyucu ailelere evlatlık verdiğini iddia eden gizemli bir teşkilatla kesişir. Ancak bu teşkilatın perde arkasındaki gerçekler, Karoline’in hayal edebileceğinden çok daha karanlık ve dehşet vericidir.

Teşkilatın, gerçekte Danimarka’nın en kötü şöhretli seri katiliyle bağlantılı olduğunu fark eden Karoline, yavaş yavaş bu karanlık dünyanın içine çekilir. İlk başta bir umut kapısı gibi görünen bu yapı, zamanla Karoline’in insanlığıyla ve ahlaki değerleriyle çelişen kararlar almasına neden olur. Kendi çaresizliğiyle yüzleşirken, sistemin parçası haline gelmeden bu dünyadan kurtulmanın yollarını aramaya başlar.

Film, yalnızca Karoline’in bireysel mücadelesine değil, aynı zamanda savaş sonrası toplumun acımasız gerçeklerine de ışık tutar. Fakirlik, eşitsizlik ve toplumsal vicdansızlık temaları, Kopenhag’ın gri ve karanlık atmosferiyle bütünleşerek izleyenleri derin bir melankoliye sürükler. Karoline’in her seçimi, masumiyetin ve insanlık onurunun zedelenişini gözler önüne sererken, izleyenleri kendi ahlaki sınırlarını sorgulamaya davet eder.

Şişli Kız, rahatsız edici bir masalın ağırlığını taşıyan, şiirsel bir anlatımla dokunmuş bir dramdır. Gerçek olaylardan esinlenen bu hikâye, insan ruhunun derinliklerindeki karanlıkla yüzleşmek için güçlü bir ayna tutar. Yürek burkan ve sarsıcı anlatımıyla film, hem Karoline’in hem de insanlığın en uç noktalarını keşfederken, her sahnesiyle izleyenleri derinden etkiler.