Shannon, hırslı ve azimli bir üniversite öğrencisidir; ancak maddi zorluklar nedeniyle okul harcını ödemekte zorlanır ve sonunda derslere katılmayı bırakır. Kampüste, Shannon’un aniden ortadan kaybolduğunu fark eden tek kişi, onun danışmanı Ellen olur. Ellen'ın endişeleri, Shannon’un profesörleri, kampüs idaresi, öğrenciler ve hatta Shannon’ın erkek arkadaşı tarafından umursamazca göz ardı edilir. Herkes, "o çevrelerden gelen kızların" sıkça okulu bırakma eğiliminde olduğuna dair önyargılı yorumlarda bulunur.

Ancak Ellen, Shannon’un izini sürmeye kararlıdır. Soruşturma sürecinde, öğrencilerin ekonomik ihtiyaçlarından faydalanarak onları hedef alan bir insan kaçakçılığı çetesinin varlığını keşfeder. Shannon’ın kayboluşu, Ellen’ı bu karanlık dünyanın ortasına çeker. Saatler hızla ilerlerken, Ellen, Shannon'ı kurtarmak ve çeteyi ortaya çıkararak adalete teslim etmek için çevresindeki kayıtsızlık ve engellere karşı amansızca mücadele eder.

Ellen’ın cesareti ve kararlılığı, kampüsteki topluluk arasında bir farkındalık dalgası yaratır ve güvenliği göz ardı edilen öğrencilerin sesini duyurur. Hikaye, bir bireyin kararlılığının, toplumsal ön yargıları ve sistemsel kayıtsızlığı aşabileceğini gösteren bir umut ışığı sunar.