1950'li yılların sonlarına gelindiğinde, dünyanın dört bir yanında uzay yarışı başlamış ve bu bilinmezliklerle dolu semaya ulaşma arzusu devletler ve milletler arasında kıyasıya bir mücadeleye dönüşmüştü. Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği'nin öncülüğünü yaptığı bu yarışta, 1957 yılında SSCB'nin Sputnik'le uzaya ilk roketi göndermesi, tarihe geçen önemli bir dönüm noktası olmuştu. Ardından ABD de kendi roketini uzaya göndererek ikinci sırayı almıştı.

Bu küresel rekabetin ortasında, Türkiye'nin Bandırma ilçesinde yaşayan bir grup lise öğrencisi, kendi hayallerini gerçeğe dönüştürmek için harekete geçti. Sputnik’ten aldıkları ilhamla, sınırlı imkânlarına ve hiçbir devlet desteği ya da maddi güçleri olmamasına rağmen uzaya bir roket göndermek için "Bandırma Füze Kulübü"nü kurdular. Gençler, kendi bilgi birikimleri, kararlılıkları ve yaratıcılıklarıyla bu imkânsız gibi görünen hedefi başarmak için yola çıktılar. Kulübün hedefi sadece hayallerine ulaşmak değil, Türkiye'nin de uzay yarışında bir yeri olabileceğini kanıtlamaktı.

Bu gençlerin inanılmaz öyküsü, küçük bir kasabadan uzaya uzanan bir serüveni ve azimle yapılan her şeyin mümkün olduğunu gösteren ilham verici bir macerayı anlatıyor.