Zoe, kötüleşen evliliği nedeniyle kendini giderek daha yalnız ve çaresiz hisseder. Bu yalnızlık, geçmişte yaşadığı kişisel bir travmanın etkisiyle daha da derinleşir; hayattaki bağlarının zayıflaması, onun ruh halini olumsuz yönde etkiler. Evliliğindeki iletişimsizlik ve duygusal kopukluk, Zoe'yi içsel bir boşluğa itmiş ve bu durum, onu gerçek bir bağ kurma arayışına yönlendirmiştir.

Yalnızlık duygusundan kaçmak için bir çıkış yolu arayan Zoe, duygusal olarak körü körüne bir tutkuya kapılır. Yeni bir ilişki başlatma kararı, ilk başta ona heyecan ve özgürlük hissi verirken, zamanla karanlık ve tehlikeli bir yola girmesine neden olur. Seçtiği bu yeni yol, aşkın tutkulu ama aynı zamanda sarsıcı yanlarını içerir; Zoe, kendisini giderek daha fazla bu ilişkiye kaptırırken, farkında olmadan derin bir uçuruma sürüklenir.

Zamanla bu tutkulu ilişki, onun için yalnızca bir kaçış değil, aynı zamanda bir tehdit haline gelir. Zoe, aşık olduğu kişinin karanlık tarafını keşfettikçe, hayatındaki tüm dengeyi kaybetme tehlikesiyle yüzleşir. Sonunda, onu ölümcül bir sona götüren bu ilişkiye adım attığını anlaması, geçmişte yaşadığı travmanın gölgesinde kalmasına ve gerçek benliğini kaybetmesine neden olur. Zoe, bu yıkıcı döngüyü kırmak için bir çıkış yolu bulmalı; yoksa yalnızlığının ve tutkusunun intikamını ödemek zorunda kalacaktır.